Fransız Öpücüğü'nün bu bölümünü, belirli bir isme ithafen yazılmış ya da diğer bir deyişle adında bir "isim" geçen şarkılara ayırdık. Program boyunca; Catherine Lara, Barbara, Gilbert Bécaud ya da Gérard Lenorman gibi sanatçıların bu tarz şarkılarının ardındaki hikâyeleri keşfettik.
Programa, Catherine Lara’nın 1981 tarihli Johan adlı parçasıyla başladık. Sözleri Pierre Grosz imzalı şarkıda, sanatçı bize çocukluk yıllarını birlikte geçirdiği Johan adlı arkadaşından bahsediyordu. Daha sonra izini kaybettiği bu yakın arkadaş ya da çocukluk aşkıyla, aradan geçen yılların ardından bir gün bir restoranda yeniden buluştuklarında, onun gençlik hayallerini gerçekleştiremediğini öğreniyordu Lara.
Barbara’nın 1964 tarihli Charles-Cros Akademisi ödüllü albümünde yer alan Pierre, sevdiği adamın geri dönmesini bekleyen bir kadını konu alıyor. Bu temaya, sanatçının bir önceki albümündeki Dis quand reviendras-tu? adlı şarkıda da rastlıyorduk. Barbara söz konusu şarkıyı, diplomat sevgilisi Hubert Bally için yazmıştı ve aşık olduğu adamın seyahatten dönmesini bekleyen bir kadından bahsediyordu bize. Pierre’de ise durum biraz daha farklı: kadın bu defa şehirden uzakta, ormanlık alanda bulunan bir kulübede, sevdiği adam olan Pierre ise ormana şömine için odun bulmaya gitmiş. Yağmur yağıyor, o da hafif bir endişeyle Pierre’in dönmesini bekliyor. “Döndüğünde barakanın çatısının aktığını söylemeliyim ona” diye düşünüyor, “Bir an önce dönse iyi olur çünkü hava iyice soğumaya başladı” diye geçiriyor içinden. Sonra patikadan bir arabanın geldiğini duyuyor, gelenin Pierre olduğunu anlıyor ve içi bir anda huzurla doluyor.
1974’te Just Jaeckin’in ünlü erotik filmi Emmanuelle için yazdığı şarkıyla şöhrete kavuşan Pierre Bachelet, Elle est d’ailleurs adlı şarkısı sayesinde seksenli yıllara da sıkı bir giriş yapmıştı. Bu dönem boyunca Les Corons, Vingt ans ve Marionnettiste gibi pek çok hit şarkıya imza atan Bachelet'nin 1989 yılında piyasaya sürdüğü yeni albümüne ise bir düet damgasını vuracaktı. Bachelet bu düet için ortak bir arkadaşlarının evinde tanıştığı denizci Florence Arthaud ile bir araya gelmiş ve gösterişten uzak bir kariyer sürdüren, doğaya, dağlara ve denize özel bir ilgi duyan bu iki ismin kanı birbirine çabucak kaynamıştı. O dönemde yeni albümünün hazırlıklarını yapıyordu Bachelet ve iki diskten oluşacak bu albümün ilk diski "toprak" ikinci diski ise "deniz" temalı şarkılara ayrılmıştı. Bundan hareketle Arthaud’ya albümün deniz temalı bölümündeki bir şarkıyı birlikte seslendirmeyi teklif etti. Şarkının ismi Flo olacaktı. Bu hem Florence’ın kısaltmasıydı, hem de "dalga" anlamına geliyordu. Meydan okumalara bayılan Arthaud bu teklifi memnuniyetle kabul etti ve kayıtlar 89 yılının yaz aylarında gerçekleştirildi. Arthaud bu kayıtların ardından 1990’da Pierre adlı trimaranıyla ünlü transatlantik yarışı Route du Rhum'a katıldı ve yaşadığı birçok probleme rağmen bu yarışı kazanan ilk kadın sporcu olmayı başardı. Arthaud’nun bu başarısı yaklaşık bir yıl önce kaydedilen şarkının da yeniden hatırlanmasını sağladı ve parça, bu büyük zafere ait gayri resmi bir marşa dönüştü. Yolları bu şarkı sayesinde kesişen Pierre Bachelet ve Florence Arthaud’nun kaderleri de birbirine benzedi ne yazık ki. Bachelet 2005’te altmış yaşında kansere yenik düşerken Arthaud, 2015’te bir helikopter kazasında yaşamını yitirdiğinde henüz elli yedi yaşındaydı.
1971 tarihli ilk albümünden itibaren Les matins d’hiver, Les jours heureux ve tabii ki 1975’te piyasaya çıkardığı La ballade des gens heureux gibi şarkılar sayesinde kendine Fransız popüler müziğinde önemli bir yer edinen Gérard Lenorman, aynı yıl Olympia’da sahne alıyordu ve bu konserlerde seslendirmek üzere yeni bir şarkı arayışına girmişti. Bu şarkının bestesi için daha önce Dave ile çalışan Michel Cywie’nin kapısını çalan sanatçı, sözleri ise genç söz yazarı Didier Barbelivien’e emanet etmeye karar verdi. Barbelivien’in yazdığı şarkı ilk olarak Marcelle adını taşıyordu ancak bu isim Lenorman’ın içine sinmeyince parçanın adını Beatles’ın ünlü şarkısından esinlenerek Michèle olarak değiştirdiler. 1976 yılının ilk aylarında yayınlanan şarkı kısa sürede müzik listelerinin üst sıralarına tırmandı ve zamanla Gérard Lenorman repertuarının klasiklerinden birine dönüştü.
Gilbert Bécaud repertuarının en dikkat çeken parçalarından biri olan Nathalie, 1964’te, soğuk savaş döneminin tam ortasında, Amerikan kültürünün neredeyse tüm dünyayı işgal ettiği bir ortamda piyasaya çıkmıştı. Rus kültürüne olan hâkimiyetiyle tanınan ünlü söz yazarı Pierre Delanoë, parçayı yazdığında ilk olarak Natacha adını vermişti eserine. Şarkı, kızıl saçlı güzel bir Rus kızını konu alıyordu. Bu ilk versiyon Bécaud’nun hoşuna gitmeyince Delanoë, Natacha’yı turist rehberliği yapan Nathalie’ye dönüştürdü ve Bécaud şarkıyı bu şekilde kaydetti. 45’liğin lansmanı da bir hayli etkileyici şekilde yapıldı. Bu kapsamda Rusya’ya bir gezi düzelendi, böylece birçok Fransız gazeteci parçada sözü edilen Kızıl Meydan’ı görme fırsatını yakaladı. Şarkıda adı geçen mekânlardan biri de Café Pouchkine'di. O dönemde Moskova’yı ziyaret eden turistler önünde fotoğraf çektirebilmek ve tıpkı Bécaud ve Nathalie gibi sıcak çikolata içebilmek için harıl harıl bu kafeyi arıyordu ama yazar Alexander Pushkin’e hayranlık duyan Pierre Delanoë sadece hayal etmişti bu kafeyi ve Moskova’da aslında böyle bir yer bulunmuyordu… ta ki 1999 yılına kadar. O yıl, Andrey Dellos adlı bir girişimci Café Pouchkine’in ilk şubesini Moskova’da açtı, günümüzde ise bir ayağı Paris’te bulunan Dünya çapında bir markaya dönüştü Café Pouchkine.
1980 tarihli Gaby, Oh Gaby, kariyerine altmışların ikinci yarısında başlamış olmasına karşın o güne dek önemli bir başarıya imza atamayan Alain Bashung'u geniş kitlelere tanıtan parçaydı. Sözleri Boris Bergman imzasını taşıyan şarkı ilk başta oldukça gerçeküstü bulunduğu kendine için radyolarda yer bulamamış ancak piyasaya çıkmasından dört ay kadar sonra France Inter’de çalışan bir radyo programcısının parçaya ikinci bir şans tanıması sonucu inanılmaz bir ilgiyle karşılanmıştı. Bir milyonun üzerinde bir satış rakıma ulaşan Gaby, 1980 yazına damgasını vururken, Alain Bashung da ertesi yıl yayınlayacağı ünlü Vértige de l’amour ile zirvedeki yerini sağlamlaştıracaktı.
İkinci Dünya Savaşı sırasında Avrupa’daki Yahudiler göğüslerine sarı bir yıldız takmak zorunda bırakılmış ve bu yıldız o kâbus dolu günlerin en önemli sembollerinden biri olmuştu. Büyükannesi de bu yıldızı takmak zorunda kalan söz yazarı Vline Buggy, bir gün bu olaylara değinen bir şarkı yazmaya karar verdi ve nakarat kısmında: “Yıldızlar her zaman güzel değildir, mutluluk getirmezler her zaman / Yıldızlar her zaman güzel değildir, kalbinizin üstüne takıldıkları zaman” sözlerine yer verdiği Petit Simon – Küçük Simon adlı parçayı kaleme aldı. Şarkıyı seslendirmek ise yüreğinde o döneme ait büyük bir yara taşıyan bir başka isim olan Hugues Aufray’e düşecekti. 1943’te on dört yaşındaydı Aufray ve annesiyle birlikte yaşadıkları evde, Nazi zulmünden kaçan Edmond isimli genç bir Yahudi’yi misafir ediyorlardı. Ne var ki savaşın sonlarında doğru gerçekleştirilen bir kontrol sırasında gestapo Edmond’u yakalamış, bunun ardından uzun süre arkadaşının izini süren Hugues Aufray de sonunda onun öldürüldüğünü öğrenmişti. Bu acı olayı yıllar boyu unutmadı sanatçı, bu yüzden de Vline Buggy’nin büyükannesi için yazdığı şarkıyı, o bambaşka birini düşünerek seslendirdi.
Enrico Macias'ın 1975'te piyasaya sürdüğü, sözleri yine Vline Buggy, müziği ise Claude Morgan imzasını taşıyan Mélisa, ayrılıkla biten bir aşk hikâyesini konu alıyordu. “Ben geldiğimde o kafeden çıkıyordu, hızlıca merhaba dedik birbirimize, mutluydu, ışık saçıyordu ve acelesi vardı, tıpkı birbirimizi terk etmeden önce olduğu gibi, azıcık bile duygulanmadı, yoldan geçen biri gibiydi, mesafeli ve umursamaz” sözleriyle başlayan şarkının nakarat kısmında: “Eğer hala ağlayabilseydin Melisa, daha az pişman olurdum, Eğer bir gün sevgisiz kalsaydın Melisa, daha az acı duyardım” diyordu Enrico Macias. Sanatçı, parçayı Ajda Pekkan’ın da birkaç şarkıda kendisine eşlik ettiği 1976’daki o ünlü Olympia konserinde de seslendirmiş, hatta Pekkan sahneye bu şarkının son bölümündeki vokallere eşlik ederek çıkmıştı.
Seksenli yıllarda yayınlanıp doksanlarda yeniden popüler hale gelen Diego, libre dans sa tête adlı şarkıyı Michel Berger, France Gall’in "Tout pour la musique" adlı albümü için 1981’de yazmıştı. Arjantin ya da Şili gibi muhaliflere söz hakkı tanınmayan Güney Amerika diktatörlüklerini eleştiriyordu Berger şarkısında. Parça 1990’da Johnny Hallyday yorumuyla yeniden gündeme geldi. Johnny şarkıyı ilk olarak o dönemdeki eşi Adeline Blondieau’nun tavsiyesi üzerine Paris’te verdiği bir konserde seslendirmişti, ilerleyen dönemde de hemen her konserinde yer verdi bu parçaya.
Louis Chedid'in 1985’te piyasaya sürdüğü Anne, ma sœur Anne, Fransa’da o yıllarda yeniden alevlenen ırkçılık kavramı üzerine yazılmış bir parçaydı. Chedid şarkının ismi için, Charles Perrault’nun 1697 tarihli La barbe bleue – Mavi Sakal adlı öyküsünde geçen bir cümleden ilham almış ve parçada İkinci Dünya Savaşı sırasında yazdığı hatıra defteriyle akıllara kazınan Anne Frank’a seslenmişti . Şarkı, şu sözlerle başlıyordu:
Anne, kardeşim Anne / Söylesem neyin yaklaşmakta olduğunu sana / Bir kâbus gibi inanamıyorum buna
Anne, kardeşim Anne / Dolabının içinde yazarken günlüğünü / Sandın ki hiçbir zaman unutulmayacak ama / O kadar zayıf ki hafızalarımız
İninden çıkıyor yine bu nostaljik Nazi / Gamalı haçı, çivili ayakkabısı ve silahlarıyla / Destekçileri var sokakta, hatta bir de partisi,
Geri geldi işte bu tarihsel histeri...
Şarkıcı / Yorumcu | Parça Adı | Albüm Adı | Süre |
---|---|---|---|
Catherine Lara | Johan | Age tendre... La tournée des idoles, Vol. 7 | 3:10 |
Barbara | Pierre | Vol.4 Göttingen | 3:01 |
Pierre Bachelet & Florence Arthaud | Flo | Quelque part... C'est toujours ailleurs | 4:39 |
Gérard Lenorman & Diane Tell | Michèle | Duos de mes chansons au Québec | 3:30 |
Gilbert Bécaud | Nathalie | A l'Olympia 1988 - Spectacles Bleu et Rouge | 4:04 |
Alain Bashung | Gaby, Oh Gaby | Live Troyes 1981 | 4:10 |
Hugues Aufray | Petit Simon | Plus Live Que Jamais | 4:16 |
Enrico Macias & Ajda Pekkan | Mélisa | Olympia 1976 | 4:35 |
France Gall | Diego libre dans sa tête | Live concert privé | 2:54 |
Louis Chedid | Anne, ma sœur Anne | Botanique et vieilles charues | 3:40 |